19 Mayıs 2012 Cumartesi

dilen-me

  Sokakta gezerken, özellikle metrobüs merdivenlerinde elinde göstermelik bir çocuk  "Allah rızası için..." deyip insanların dînî-insanî duygularını istismar ederek yardım isteyen, ve daha genç ve taşı sıksa suyunu çıkaracak olmasına  rağmen dilenen kimseler var. Bu tür kimseleri bir türlü anlayamadım ben. Onurlarının zedelenmemesi nasıl mümkün oluyor, gece yatağa girdiklerinde ne düşünüyorlar acaba?  "Dilenciliğimiz sağolsun!" diyerek övünenlerinin olduğunu duyduğumda epeyce şaşırmıştım.   Dahası sırf insanların duygularını istismar etmek adına küçücük çocukları sokakta dilendirmeye, mendil satmaya iten insanları düşününce vicdanım sızlıyor.  Nasıl sızlamasın? Bişey almıyorum bu küçük çocuklardan ki bunları bu şekilde çalıştırmaya iten insanlar vazgeçsinler. Ne kadar işe yarıyor diye soracak olsa biri, en azından karınca misali safımı belli ediyorum.  Gerçek ihtiyaç sahiplerine de mani oluyorlar. Ve inanıyorum ki gerçek ihtiyaç sahipleri dilenemiyorlar. Onlar bunu gurur addediyorlar. 

  Yazları ailemin oturduğu ilçenin köylerinden gelen epey yaşlıca bir teyze vardı. Elinde veya kaftan denilen siyah uzun mantosunun arkasına doldurduğu çiçekleri satardı bu nur yüzlü teyze. Muhtemelen bahçesinde yetiştirdiği çiçeklerle, iki büklüm olmuş beliyle annemin ve diğer komşu kadınlarının kapılarını çalardı. Annemin bir bahçe dolusu çiçeği olmasına rağmen bu yaşlı kadının sattığı çiçeklerden alır, geri çevirmezdi onu. Denk geldim bir keresinde annem çiçeğini almak istememişti ama yine de para vermeye kalkışmıştı yaşlı diye. Hemen karşı çıktı: "Ben dilenci miyim kızım, almayacaksan istemem paranı!"  dedi. Annem de başka bir yolunu buldu bu kadına yardım etmenin. Geldiğinde çiçek alıyor, parasını veriyor ama para yanında çantasına zeytinyağı, sabun, zeytin gibi şeyler koyuyordu. "İstemem!" dediği zaman: "Ben zaten bunları zekat olarak dağıtacağım, ne olacak." diye ikna ediyordu.

  Nerde o eski anlayış, nerde şimdiki kafalar! Şimdi herkes kısa yoldan zengin olmanın peşinde. Emeğe değer veren de, emekle elde edilen şeyin tadını ve bereketini bilen de kalmadı.

2 yorum:

FFatiHH dedi ki...

çok önemli bi konuya değinmişsin. Avrupada dilenciye para verenler genelde Türklermiş ve bu yüzden normal vatandaşlardan azar işitiyorlarmış. Onları bu duruma alıştırdıkları için. Ben de öyle düşünüyorum. Ama en çok kışın dondurucu soğuğunda küçücük çorapsız çocuklarını karların üzerinde dilendiren annelere akıl erdiremiyorum. Ona tüm paranı versen yine evine erken gitmez bir de. Off.

hoşaf dedi ki...

gitmez çünkü onu meslek edinmiştir çok yanlış olduğunu bile bilmeden zorlanmıştır. :Hayat bazen adil olmuyor sanırım:(