19 Mayıs 2010 Çarşamba

bir balık olsaydım

Bir balık olsaydım şayet Kız Kulesi'ni işte tam da böyle göreceğim.

Kadim zamanlardan kalma ne kadar eskimiş ve suyun salınmasıyla esrimiş, yosun bağlamış, gözden ıramış şey varsa hepsinden bir bir haberdar olabileceğim.

Sevgilerini yitirip kızgınlıkla suya atılan bir yüzüğün kıymetini ancak ben bilebileceğim bundan sonraki çağlarda.

Boğazın serin sularında ciğerleri yırtılırcasına boğulan birisine hem yardım etmek sancısıyla hem de dalga geçerek "o kadar da zor değil, bak ben nefes alabiliyorum." diyerek avazım çıktığı kadar bağıracağım.

Denizlerde zamanın ağır işleyen yelkovanındaki gibi akıp giden beyaz yelkenli gemilere yarenlik edeceğim, hoş bir sohbet tutturacağım onlarla.

Ne acı, ne hüzün, ne özlem, ne sevinç,... Belki de hepsini unutacağım bir kaç saniye sonrasında.

6 yorum:

Pabuc dedi ki...

Aslında balık hafızasıyla insan olmak da vardı dünyada ..Ama iyilikleri ve kötülükleri unutmak için...İyi olurdu dimi!! kötülükleri unuturduk canımız sıkılmazdı...İyiliklerimizi de unuturdur enaniyet şükürünü yapıyorum.. yapmaktan kurtulurdurk..Ama insan olmanın şükürünü ediyorum herşeye rağmen insan olmak çok güel/özel..

kamer dedi ki...

üstad kız kulesine dair okudugum en en en orijinal yazılardan biri.
kıskanmadım desem yalan olur
maşallar.
kalemıne mürekkebine bereket:)

hoşaf dedi ki...

evet papuç haklısın tabi bu konuda..önemli bir noktaya değinmişsin:)

@Kamer:hadi ya..bak şimdi bi havaya girdim:))teşekkürler efenim:)

kamer dedi ki...

sudan çıkıp fazla havalanma:)
balıklar havaya özense de yaşayamaz ne de olsa:)
ama yok bir de "kuş olsam" dıye yazma fikrın varsa:)
dur onu da ben neşredeyım:)

hoşaf dedi ki...

ahahah valla iyi getirdin aklıma Kamer.yazarım valla:)

erkan bal dedi ki...

birden kendimi balık değilde kızkulesine giden tekneden denize düşmüş ve kız kulesine ayak basamadan boğulan biri gibi gördüm. böyle resimler başımı döndürüyor. ne de esiyordur şimdi... pardon konu neydi:)
kaleminize sağlık...