19 Aralık 2012 Çarşamba

gül anam gül bi daha mı gelicez dünyaya:P




-Plastik ayran şişesini açarken gerildiğim kadar gerilmedim şu dünyada.

-Ünlü Türk düşünürü Sevgili İsmail YK'nın da dediği gibi: beni beğeneni ben ben beğenmem, benim beğendiğim de beni beğenmez. Yoksa ben zurna mıyım, ha?

- Yaza gelince Ramazan daha bir hızlı geliyormuş gibi hissediyorum nedense. Belki de yaz geçince benim için sene bittiğindendir.

-Yunanca bir şarkıda Ankaralı Namık ezgileri duymak... Olmak ya da olmamak kadar temel bir meseledir.

-Ahu isminin söylenişi, hukuk isminin söylenişi kadar karmaşıktır ve bir avuç leblebi tozu yediğinde söylemeye sakın ama sakın çalışma!

-Bazen atasözleri ve deyimleri çok garip buluyorum, Türkçe öğrenen bir yabancıyı bu sözleri duyduğunda hayal dahi edemiyorum.  "Müslüman mahallesinde salyangoz satmak" deyimi nedir yahu? Peki bunların kafiyeli olanları, güzelce ifade edenlerine bişey dedik mi?Çemkirme hemen! Misal: Önümüz darı kavuruyor, arkamız harman savuruyor.

-Bir evin kapısını çaldığımda ev sahibinin gelmesini beklerkenki fonda çalan gerilim müziği en son Kuzuların Sessizliği için yapıldı. Elimi kolumu nereye koyacağını bilememe, yüzümü hangi tarafa çevireceğimi kestirememe, her an arkadan simsiyah bir elin omzunu tutuverme ihtimali...

-Telefon melodisini Ekmek Teknesi 'nin jenerik müziği yaptığı için her çalışta heyecanlanan ve sırf müziği dinlemek için daha geç cevap veren, psikosomatik sorunları olan bir insanım ben.

Not: Resim Pabuç'tan alıntıdır:)