25 Ocak 2010 Pazartesi

kaaaarrrrrrr



Şu kar ne büyük bir güzellikmiş yahu!!en kazulet suretli herifleri bile sokakta çocuklarla birbirine kartopu atarken görmek gerçekten çok güzel...hele kar yağarken içim içime sığmaz, bir çocuk gibi pamuktan o tünelin içine girip kayboluveresim gelir.
Ben gibi ömr-ü hayatı içinde doğru düzgün kar görmemiş bir insan ne demek istediğimi gayet iyi anlayacaktır aslında.on iki yıllık öğrencilik hayatım içerisinde(üniversiteyi saymıyorum) sadece bir gün kar tatili yaptım.o da kar'ın çok yağmasından değil,sadece yerlerin buza çekmesinden dolayı; her yer buz pistine dönmüştü de ondan.hatırlıyorum da o gün öğrencileri hocalar zaptedememiş bütün okul taifesi kendisini bahçeye atıp kartopu oynamaya başlamıştı.beni de arkadaşımın biri koştururken ayağım kaydı da az kalsın çömleği kırıyordum:)

Geçen gün yağan kar'ı görünce bütün ev arkadaşlarımın ve benim içimiz kıpır kıpır oldu.camdan sürekli dışarı baktı herkes.tabi akşama doğru daha fazla dayanamayıp attık kendimizi dışarıya.mahalledeki çocuklarla birlikte bir kartopu oynamışız ki; of ki ne off:))üşümüş ellerle ve yorulmuş vaziyette eve geldik sonrasında.şimdi de büyük bir umutla acaba tatil olur da sınavlar ertelenir mi diye bekliyorum.zira bir kaç gün fazla çalışma şansım olacak.birinci sınıftayken de çok kar yağmış ve epey uzun bir tatil olmuştu.o zaman memlekete gidemedik diye ne kadar kızdığımı hatırlıyorum da yaşlanıyorum galiba demekten kendimi alamıyorum:))ya da hayat şartları mı buna zorluyor demeliyim?:)
kış ayının kendine has özellikleri de yok değildir hani,her ne kadar ben aşırı üşüyen bir insan olarak çok sevmesem de..
hiç ısınmaz elim ayağım kışın,buz gibidir devamlı.ama sobalı evde yaşamak kışı hissetmek açısından daha önemli.eğer soba varsa sabahları nar gibi kızarmış, margarin ya da tereyağlı ekmek tadından yenmez.akşamları koyu sohbetle birlikte kestaneyi ise hiç söylememe bile gerek yok:)dışardan gelen herkesin "uvvvvvv!!" titreyişleri altında sobanın başına geçmesi görülmeye değer herhalde:)eğer bütün gün soğukta kalmışsanız ve akşam soba da büyük bir iştahla yanıyorsa, yanaklarınız elma elma kızarır, sizi de bir mayhoşluk ve sarhoşlukla birlikte günün yorgunluğu alır da uzun kış gecesinde kısa şekerlemelerin kıymetini yaşamayandan başka kimseler bilmez:)

Bu kadar kış tasvirinden ve güzelliğinden sonra oynamadıysanız hemen alın atkıyı-bereyi,atın kendinizi bence dışarı.içinizdeki çocuk tamamen özgür kalsın.varsın istediği gibi davransın:)

2 yorum:

ah bir deli olsam dedi ki...

İstanbulda hiç adam gibi kar yağdığını görmedim diyerek gözüm açık Ankara ya gideceğimi düşündüğüm ,o mide bulandırıcı şekilde hamburger ( :} ) kokan günlerde biz kendimizi eve hapsetmiş iken içimizden birinin dışarı çıkması çok güzel..aferin genç adam..biz ev kedileri gibi nihalin arka balkonundan ı seyredip dışarıyı seyredip hamburger yedik..gel farkı sen gör.

hoşaf dedi ki...

carpe diem diyorum sana tavsiyem...