11 Ocak 2015 Pazar

göğe bakma durağı


"Bir ellerin, bir ellerim yeter, belleyelim yetsin,
  Seni aldım bana ayırdım, durma kendini hatırlat,
  Durma kendini hatırlat,
  Durma göğe bakalım!"*   

   Sözün neresinden başlayacağını bile bilmediğin, neresinden tutarsan elinde kalacak, dağılıp un ufak olacak şeyler vardır hayatta. Kendine bile itiraf edemezsin. Suçlu da arayamazsın. Zira senindir pişmanlık. Kime çatacaksın, kime bağırıp çağırıp derdini dökeceksin, bilemezsin. 

   "Bu benim kararım, iyisiyle kötüsüyle sonuçlarına ben katlanacağım." direncini gösteremiyorum. Hani bir çoklarında, felaketin ilk anında çıldırma durumu olur ya; bende öyle olmuyor. Zamana yayılıyor. İnce ince zamanla kemiren, içten içe kof hale getiren, ince hastalık sahibi insanlar gibi rengini solduran, hafif ama daha tesirli bir yoğunluk gösteriyor. 

   Keşke demek istemiyorum. Ama bazı şeyler keşke böyle olmasaydı. Keşke farklı davransaydım. Keşke kırmasaydım, kıymetini bilseydim. Yanlış zamanda doğru hareketi yapsaydım... İçimi boşaltan bu düşünceleri bir bir gönlümle barıştırabilseydim... Keşke göğe bakacak yüzüm olsaydı.

*Turgut UYAR-Göğe Bakma Durağı

Hiç yorum yok: